Dolandırıcılık suçu ve dolandırıcılık yöntemlerine dair bilinmesi gereken her şey

Whatsapp'taki bu mesaja dikkat !

Whatsapp'ta Migros ücretsiz hediye kuponu dağıtıyor" içerikli mesajla yayılan dolandırıcılık nasıl işliyor?

51 TL'ye Iphone mümkün mü?

Çok ucuza iphone vb. ürün sattığını söyleyen açık artırım siteleri nasıl çalışıyor?

Türkiye'nin dolandırıcılık sanığı yoğunluk haritası

Dolandırıcılık suçundan sanık olanların illere göre dağılımı.

Sahte klonlamadan, sahte HIV aşısına bilimde hile ve dolandırıcılıklar

Bilimsel hile ya da dolandırıcılık nedir? Hangi yollarla yapılıyor?

Tatil planı yaparken dolandırıcıların kurbanı olmayın

Bütün yılın yorgunluğunu atmak isterken, hem paranızdan, hem de o güzelim tatilinizden olabilirsiniz. İşte tatil dolandırıcılıkları...

30 Mayıs 2017 Salı

Hukuk bürosu ve icra takibi dolandırıcılığı

Hukuk bürosu adı kullanılarak gönderilen mesajda, gönderilen kişi hakkında icra takibi başlatıldığı belirtilmekte, mesaja inananların aşağıda verilen numarayı aramaları durumunda ise hemen ödeme yapmaları durumunda icranın durdurulacağı ifade ediliyor. Bu tür mesajlara kesinlikle inanılmaması çok önemli.
Share:

27 Mayıs 2017 Cumartesi

Kredi Kartı ve Internet Bankacılığında Sorumluluk

Kredi Kartı, Internet Bankacılığı, sorumluluk, kart sahibinin sorumluluklar

Kredi kartı sahibinin sorumlulukları neler?
Kart sahibinin üç temel sorumluluğu bulunuyor: kartı ve kart yerine geçebilecek bilgileri korumak; bu bilgilerin kaybolması veya çalınması durumunda derhal bildirimde bulunmak; adres değişiklerini 15 gün içinde bildirmek.

1.  Kendisine verilen kartı ve kartın kullanılması bir kod numarası, şifre veya kimliği belirleyici başka bir yöntemin kullanılmasını gerektiriyorsa bu bilgileri güvenli bir şekilde korumak ve başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri almak, kartın kaybolması, çalınması veya iradesi dışında gerçekleşmiş herhangi bir işlemi öğrenmesi halinde kart çıkaran kuruluşu derhal haberdar etmek zorundadır (3/2/2006 sayılı ve 5464 sy. Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu Md. 16)

2.  Kartının ya da karttan harcama yapılmasında kullanılabilecek bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde derhal bildirimde bulunmaktan sorumludur. Kart sahibi, yapacağı bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur (5464 sy. Kanun Md. 12)

Hukuka aykırı kullanımın, hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanması veya bildirimin yapılmaması hallerinde bu sınır uygulanmaz.

3.  Kart hamili adresinde meydana gelen değişiklikleri, değişiklik tarihinden itibaren onbeş gün içinde kart çıkaran kuruluşa bildirmekle yükümlüdür (5464 sy. Kanun Md. 16).

Kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden telefon, elektronik ortam, sipariş formu veya diğer iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir (5464 sy. Kanun Md. 32).

Kart sahibinin sorumluluk sınırı ne kadar?
Kart sahibi bildirimde 24 saatlik süreyi aşmamışsa, sorumlu tutulacağı miktar en fazla 150 TL’dir (5464 sy. Kanun Md. 12).
Kredi Kartı, Internet Bankacılığı, sorumluluk, kart sahibinin sorumluluklar

Bankalar ve üye iş yerlerinin sorumlulukları neler?
Kartlı sistem kuran, kart çıkaran, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar ve üye işyerleri bu Kanun ve ilgili düzenlemeler ile getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmesinde gerekli basiret ve özeni göstermekle yükümlüdür (5464 sy. Kanun Md. 32).

Kart çıkaran kuruluş ile kart hamili arasında oluşabilecek herhangi bir uyuşmazlık halinde, işlemin hatasız bir şekilde kaydedildiği, hesaba intikal ettirildiği ve herhangi bir teknik yetersizlik veya arıza halinin bulunmadığını ispat etme yükümlülüğü kart çıkaran kuruluşa aittir (5464 sy. Kanun Md. 32)

Kuruluş[1], kendi alanına giren konularda sahtecilik ve dolandırıcılık olaylarını önleyici çalışmalar yapmakgüvenlik önlemleri saptamak, ilgili taraflar arasında gerekli bilgi paylaşımının sağlandığından emin olacak şekilde mekanizmalar kurmak ve sağlanan bilgi paylaşımının etkinliğini takip etmekle yükümlüdür (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 4 Aralık 2013 tarih ve 28841 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğ’i Md.5 / (3))






[1] Risk Merkezi ile bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma kuruluşlar
Share:

24 Mayıs 2017 Çarşamba

"Google Drive" görünümlü olta saldırısı (phishing)

Phishing (Olta Saldırısı)İngilizce “password” (şifre) ve “fishing” (balık avlamak) kelimelerin birleşiminden oluşturulmuştur. Şifre, parola, müşteri numarası, kullanıcı adı, kredi kartı numarası vb. bilgilerin elektronik ortamlarda ele geçirilmesini amaçlayan saldırı türüdür.


Kullanıcı gerçekmiş gibi görünen e-posta, SMS ve whatsapp mesajlarında yer alan linklere tıklaması sonucunda klon siteye yönlendirilmektedir.
google drive görünümlü, phishing saldırısı, internet dolandırıcılığı
Farklı kurumsal kimlikleri taklit eden dolandırıcıların gönderdikleri E-posta'nın "Kimden" bölümünde isim olarak "Google Drive" görünüyor. 
google drive görünümlü, phishing saldırısı, internet dolandırıcılığı

E-posta  içeriğinde ise kullanıcılara "yeni bir "Google Drive" paylaşımı geldiği" ve içeriğe ulaşmak için verilen linke tıklamaları gerektiği belirtiliyor.
Share:

22 Mayıs 2017 Pazartesi

Dolandırıcılar internet bankacılığını kullanarak 8 dakikada 4.800 TL'yi hesaplarına aktardı

internet bankacı dolandırıcılığı, internet dolandırıcılığı, Akbank internet dolandırıcılığı

Akbank müşterisi B.K.’nın bilgilerine ulaşan dolandırıcılar, 8 dakika içinde 4 bin 800 TL çaldılar çıktı.

Akbank müşterisi B.K., Akbank'ın “444 25 25” ve “0850 222 25 25” telefon numaralarına benzer “0500 425 25 25” numaralı telefondan arandı. Adının “Nuran Taşkın” olduğunu ve “Akbank Güvenlik Birimi”nden aradığını söyleyen dolandırıcı, mağdur B.K.’ya Akbank'ın internet bankacılığı kullanılarak Rusya IP adresi ile giriş yapıldığını iletti. Kıbrıs'ta bulunan bir hesaba izni olmadan EFT yapıldığını söyleyen dolandırıcı, işlemleri durdurmak için mağduru Akbank ile bire bir aynı olarak düzenlenmiş “sesli yanıt sistemi”ne aktardı ve “T.C. Kimlik No” ile “kart şifresini” tuşlamasını isteyip bu bilgileri ele geçirdi.

Bilgileri çalan dolandırıcılar, vadesiz hesabı olmayan mağdura vadesiz hesap da açıp, telefonda Akbank'tan gelen şifreyi mağdurdan istedi. Hesap açıldıktan sonra ise “Habip Arslan” adına 800 TL’lik bir EFT yapıldı. Sonrasında ise iki defa kredi kartından vadesiz hesaba nakit transferi yapılarak yine “Habip Arslan” adına toplamda 4000 TL EFT daha gönderildi.

Dolandırıldığını anlayan mağdur B.K., hemen Akbank ile iletişime geçti. Banka ise şifrenin üçüncü şahıslarla paylaşılmaması gerektiğini öne sürerek, zararı karşılamayacağını bildirdi.

Akbank, kendisi kabul etmese de, tüm bu işlemler sırasında aşağıdaki ihmal ya da tedbirsizliği nedeniyle kusurlu olarak gösteriliyor:

  • Sadece 8 dakika içinde yapılan olağandışı 5 işlem şüpheli işlem kategorisine alınıp durdurulmamış.

  • Mağdurun vadesiz hesabı bulunmadığı, dolandırıcılar tarafından açılan yeni hesapta mevduat bulunmadığı halde, eksi bakiyeye düşürülerek transferine izin verilmiş.

  • Aynı gün benzer vakaların yaşanmasına rağmen banka tarafından herhangi bir önleyici aksiyon alınmamış.

  • Yapılan para transferlerinin onayı cep telefonuma bildirilmemiş.

  • Transferler yeni bir cihaz ve IP adresinden ilk defa yapılmasına rağmen hemen onaylanmış ve mağdur bilgilendirilmemiş.

  • Yapılan tüm işlemler kullanıcının daha önce yapmadığı, profiline uymayan ve normalde bir uyarı mekanizmasının (Red Flag) devreye alınmasını gerektiren işlemler olduğu halde bu konuda bir işlem yapılmamış,
Kaynak: http://odatv.com/unlu-turk-bankasindaki-hesaplarda-organize-dolandiricilik-2205171200.html
Share:

21 Mayıs 2017 Pazar

Dolandırıcıların KOSGEB ve girişimci kredisi tuzağı


KOSGEB dolandırıcılığı, girişimci kredisi dolandırıcılığı
Gerek KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) gerekse de diğer kurumlar tarafından KOBİ'leri desteklemek adına verilen uygun krediler dolandırıcılar için yeni bir istismar alanı oldu. Dolandırıcılar bazen kredileri kullandıracak olan ve başvuruyu kabul eden kuruluş rolüne, bazen de başvuru için danışmanlık sunan kuruluş rolüne bürünüyorlar.

dolandiricilik.org tarafından yapılan araştırmada KOBİ kredisi dolandırıcılığında iki yöntem tespit edildi:

1. Esnaf vatandaşların cep telefonuna “Isletmelere nefes aldiracak 150.000 TL ust limitli kredi imkanindan faydalanmak icin gecikmeden basvurun! 0850 811 X XXX" www.xxxxxinternetsitesi.com.tr” içerikli bir mesaj gönderiliyor. Belirtilen numarayı arayan esnafa, başvuru için kendisine gönderilecek formları doldurup geri göndermesi ve formları teslim alırken kargo görevlisine 700 TL ödeme yapması gerektiği belirtiliyor. Sonuçta kendisine gönderilen iki sayfa formu doldurup geri gönderen esnaf ne gerçek anlamda kredi başvurusu yapmış oluyor, ne de formu gönderenlere ulaşabiliyor.

2. Oluşturulan sitelerle ya da yine gönderilen cep telefonları ile KOBİ için proje desteği sağladığını söyleyen dolandırıcılar söz konusu proje ile ilgili bilgi ve diğer hazırlıkları teslim aldıktan sonra proje çalışmaları için ön ödeme alıyor ve sonrasında ortadan kayboluyor.

“KOSGEB tüm hizmetleri ücretsiz olarak sağlıyor”
KOSGEB İstanbul Boğaziçi Müdürü Gürsel Kızılaslan’ın belirttiğine göre kredi başvuruları KOSGEB.gov.tr adresinden ücretsiz bir şekilde yapılabiliyor. Bu yöntemlerle çok sayıda vatandaşın dolandırıldığını belirten Kızılaslan şunları söylüyor: “KOSGEB’in destek hizmetleri ücretsizdir. KOSGEB’in adını kullanarak sizinle iletişime geçip para talep edenler dolandırıcıdır. Kesinlikle onlara itibar edip para yatırmayınız. KOSGEB müdürlüklerini ziyaret edip KOSGEB’in kendi personeli ile bütün destek başvurularınızı ücretsiz bir şekilde yapabilirsiniz”

Kaynak: 
Share:

17 Mayıs 2017 Çarşamba

Dolandırıcılığa karşı bilinmesi gereken 5 basit kural




Dolandırıcılığa karşı yapılabilecek belki de çok şey var ama şu beş basit kuralı bilmek ve uygulamak bile başlı başına çok önemli. Beş kuralın en önemlisi ise dolandırıcılık yöntemlerini bilmek, dolandırıcıların hangi tuzaklarla insanlara yaklaştıklarının farkında olmak.

Share:

Whatsapp'ta yayılan "Migros ücretsiz hediye kuponu dağıtıyor" dolandırıcılığı

whatsapp dolandırıcılığı, dolandırıcılık, migros, hediye kupon dolandırıcılığı
Whatsapp'ta yayılan aşağıdaki mesaj kullanıcıları sahte siteye yönlendiriyor. Yönlendirilen ekranda bu tür sitelerde sıklıkla görülen ve iknanın altı ilkelerinden olan sosyal kanıt ve kampanyanın tükenmekte olduğuna dair görseller yer alıyor. 

"Hey, MİGROS ücretsiz kuponlar hediye ediyor. Benimki daha şimdi elime geçti, teklif sona ermeden siz de alın. ---- > http://migros-tr.club/ <---- bağlantısını takip etmeniz yeterli, bana daha sonra teşekkür edebilirsiniz :)"

whatsapp dolandırıcılığı, migros dolandırıcılığı, migros ücretsiz kupon dağıtıyor,
Whatsapp'ta yayılan mesajda yönlendirilen site
Size üç soru soruluyor. Aslında soruların işlevi siteye inandırıcılık katmak, bir başka deyişle bu fırsattan herkesin yararlanamadığına vurgu yapmak. Soruların ardından hediye kazandığınıza dair mesaj görünüyor. Ancak bu kuponu alabilmek için önce bu mesajı whtaspp'ta 15 kişiye göndermeniz gerekiyor. Bu da sitenin duyurulması için önemli. Zincir yayılma ile çok kısa sürede oldukça fazla sayıda kişiye ulaşılmış olunuyor. Sürecin sonunda, "56 TL'lik siparişiniz onaylanmıştır" mesajı ile faturanıza 56 TL ek ücret yansıyor.
whatsapp dolandırıcılığı, migros dolandırıcılığı, migros ücretsiz kupon dağıtıyor,
İnandırıcılık için iknanın altı ilkesinden "sosyal kanıt" ve "fırsatın tükenmekte olduğu" ilkeleri kullanılıyor
Bu tür dolandırıcılık aslında ne Türkiye'de ne de dünyada yeni değil. Bu tipolojide farklı marketler, markalar kullanılabiliyor.  Dolandırıcılık genellikle whatsapp üzerinden yayılıyor ancak Facebook gibi sitelerde de sıklıkla görülüyor.
whatsapp dolandırıcılığı, dolandırıcılık, migros, hediye kupon dolandırıcılığı





Share:

15 Mayıs 2017 Pazartesi

Bilimde Hile ve Dolandırıcılık (Scientific Misconduct & Fraud)

Bilim ve hile ya da dolandırıcılık belki de en son yan yana gelebilecek iki kavram olmalı. Ancak insanların ünlü olma ve para kazanma hırsı maalesef bilimin dolandırıcılıkla yan yana anılmasına neden oluyor. Bununla da kalmıyor. Bilim insanlarının uzun yıllara dayanan emeklerine gölge düşürüyor ve insanların bilime olan inancını da sarsabiliyor. Bilimsel hile ya da dolandırıcılık nedir? Hangi yollarla yapılıyor? Bu yazıda buna değineceğiz.

Bilimsel hilenin en çok bilineni, “akademik hırsızlık” olarak da anılan, başkalarının çalışmalarını kendi çalışması gibi göstermeye dayanan “intihal (plagiarism)”. Bilim alanında görülen diğer bir hile ise "verilerin manipülasyonu (oynanması)". Bu yöntem, bazen örneklemin istenilen sonucu sağlayacak şekilde seçilmesi, bazen de elde edilen sonuçların bilimsel analizi yerine manipülatif olarak analizi ya da kullanılması şeklinde yapılabiliyor. Bilim alanında görülen bir diğer hile ise bilimsel çalışma amacıyla sağlanmış burs ve desteklerin bir kısmının ya da tamamının amaç dışı kullanılması.

Dünyada çeşitli alanlarda ortaya çıkarılmış bilimde hile ve dolandırıcılıkların bir özetini sizler için derledik.

Güney Kore'de genetik skandalı
Hwang Woo-suk, insan kopyalama, kök hücre, bilimde hile, veri manipülasyonu
Güney Koreli Hwang Woo-suk'un araştırma sonuçlarını manipüle ettiği belirlendi

Hwang Woo-suk 2004 yılında, tarihte ilk kez bir insan embriyosunu kopyalayıp bundan kök hücre dizisi ürettiğini iddia ettiğinde, tüm dünyada heyecan yarattı. Ancak, genetik kopyalama alanında önde gelen bilim insanlarından birisi olarak tanınan Güney Koreli Hwang Woo-suk'un çalışmaları üzerinde yapılan bir inceleme, yapılan araştırmaların sonuçlarının doğru olmadığını ortaya koydu.

Doktor Hwang'ın çalışmalarını inceleyen meslektaşları, geliştirildiği belirtilen 11 kök hücre zincirinden dokuzuyla ilgili sonuçlarda kasıtlı olarak tahrifat yapıldığını belirlediler. Güney Kore Üniversitesi'ndeki soruşturmayı yürüten bilim insanları, ortaya çıkan sonucun büyük bir skandal olduğunu ve bilimin temel prensiplerinin ihlal edildiğini söylediler.
klonlama, köpek klonlama, bilimde hile, scientific fraud
Klonlanmış ilk köpek Snuppy

Bir görüşe göre de Hwang Woo-suk’un dünyada ilk kez köpek klonlamayı başarması, kendisinin başarı hanesine eklenmesi gereken bir durum.

Kaynak:

Sahte AIDS aşısına 19 milyon dolar bağış
Dong-Pyou Han, sahte HIV aşısı, sahte AIDS aşısı, bilimde hile

Tavşan kanının AIDS aşısı geliştirilmesi için kullanılabileceğini öne süren Iowa State Üniversitesi’nde (ISU) yardımcı doçent olan Dr. Dong-Pyou Han, aşısının olduğundan daha etkili görünmesi için insan kanıyla tavşan kanını karıştırdığını itiraf etti. 

Sahte yöntemi uzun süre fark edilmeyen Han ve ekibi, araştırmalarının devamı için ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden 19 milyon dolarlık bağış almıştı. Habere göre, sahte araştırmada HIV’e karşı antikor üretebilen insanların kanının kullanıldığı tespit edildi.


Han’ın aşıyı etkili göstermek için kan örnekleri üzerinde oynadığı, aynı deneyin diğer üniversitelerde denenmesiyle ortaya çıktı. Aynı yöntemin beklenen sonucu vermemesinin ardından, ISU’da yapılan deneylerde kan örneklerinin karıştırıldığı ortaya çıktı.

Kaynak:
http://www.desmoinesregister.com/story/news/crime-and-courts/2015/07/01/dong-pyou-han-sentencing-iowa-state-scientist-aids-vaccine-fraud-case/29560297/   

Nobel Tıp Komitesini sarsan skandal
Yapay nefes borusu skandalı, Paolo Macchiarini
Paolo Macchiarini yapay nefes borusu nakli ile ünlenmişti 

“Londra'da geliştirdikleri yapay bir nefes borusunu, hastadan alınan kök hücrelerle kapladılar. Bu teknikte, organ bağışı gerekmediği gibi, vücudun organı reddetmesi riski de bulunmuyor. Doktorlar, bir nefes borusunun bir kaç gün içinde geliştirilebildiğine dikkat çekiyor. 36 yaşındaki kanser hastasının sağlığının operasyondan bir ay sonra gayet iyi olduğu açıklandı.” (08 Temmuz 2011, bbc.com)

2011 yılına ait yukarıdaki haber tıp alanında bir mucizeden bahsediyor. Ancak beş yıl sonra söz konusu nakli yapan Profesörü Paolo Macchiarini’nin dokuz hastasından yedisinin ölmesi, geri kalan ikisinin ise nakledilen parçanın alınmasıyla hayata dönebilmesi tüm dikkatleri ve şüpheleri Profesörü Macchiarini’nin üzerine çekti.

Her şey İtalyan Rejeneratif Tıp (onarıcı) Profesörü Paolo Macchiarini’nin yapay nefes borusu geliştirmek üzere 2010 yılında İsveç’te Karolinska Institute’de misafir araştırmacı olarak görevlendirmesi ile başladı. 2011 yılında ilk yapay nefes borusu naklini Stockholm’ün Huddinge Hastanesinde gerçekleştiren Macchiarini’nin daha sonra dünyanın değişik ülkelerinde nakil yaptığı hastaların birçoğunun yaşamlarını yitirmesine karşın enstitüdeki görevine ve başarısız yapay nefes borusu ameliyatlarına devam etti.

Karolinska Hastanesinde görevli dört doktorun Macchiarini’yi araştırmalarında sahtekarlıkla suçlayarak enstitü yönetimine başvurmasına karşın Nobel Tıp Komitesi başkanı Urban Lendahl’ın da aralarında bulunduğu yönetim, bilinçli olarak Macchiarini’yi destekleyip korumaya devam etmekle suçlanıyor.


Macchiarini’nin yapay nefes borusu nakil ettiği hastalar arasında ameliyattan sonra yıllarca Karolinska Hastanesi yoğun bakımında kaldıktan sonra ölen Yeşim Çetirin de bulunuyor. Gazetehaberlerinden Profesör Macchiarini’nin ünlü olduğu dönemde Türkiye’ye de geldiği ve Bursa’da bir ameliyata katıldığı anlaşılıyor.

Kaynak:






Share:

51 TL’ye Iphone mümkün mü? Kuruş Artırım Siteleri Nasıl Çalışıyor?

ucuz iphone, açık artırma, internette ucuz iphone

“51 TL’ye Iphone!!!” sloganıyla yapılan reklamın sizleri yönelteceği yer İngilizce’de “penny auctions” diye tabir edilen “Kuruş artırımla satış” yapan bir site. ). Sistemin ayırt edici iki özelliği bulunuyor: Birincisi her bir teklif için belirli bir kredi ya da kontör satın alınması, bir başka deyişle teklif verme hakkının ücretli olması ki bu nedenle bu tür sistemlere İngilizce’de “bidding fee auctions” (teklifi ücretli açık artırım) da denilmektedir; İkincisi ise her artırım teklifinin (bid/offer) malın fiyatını sadece bir “penny[1] arttırabilmesi.
Bu tür sitelerde genel olarak, açık artırım 0,0 TL’den başlamakta ve yukarıda değinildiği gibi her bir teklif malın fiyatını sadece bir kuruş arttırabilmektedir. Yapılan her teklif aynı zamanda açık artırımda kalan süreyi de belirli dakika/saniye kadar uzatmaktadır.
Bir örnekle açıklayacak olursak, diyelim ki piyasa değeri 1500 TL olan popüler bir telefon söz konusu sistemle satışa sunuldu. Reklam yapan sitede söz konusu telefonun 72,53 TL’ye satıldığı duyurulmakta. Dolayısıyla bu ürün için 7253 defa teklifte bulunulduğu anlaşılıyor (kuruşla artırım yapılmış). Sitede benzer fiyattaki ürünler için “teklif için gerekli kontör” adedi 10 olarak belirlenmiş. Buradan yola çıkarak yapılan 7253 adet artırım için 72530 adet kontür kullanıldığı sonucuna ulaşabiliriz. Kullanılan kontür sayısı, kontür birim fiyatı ile çarpıldığında bu ürünün satılmasında harcanan kontörlerin toplam değerinin 29.012 TL olduğu görülüyor. Kısaca özetlenecek olursa, piyasa değeri 1500 TL olan bir ürünün site sahibi tarafından toplam 29.012 TL gelir ile (piyasa değerinin 19 katı) satıldığı anlaşılıyor.
Sistemin işleyiş mantığına göre, 72,53 TL’nin son 53’üncü kuruşu için teklifi veren kişi, belki de ilk ve son teklifi ile çok şanslı bir şekilde söz konusu ürünü 76,53 TL’ye sahip olmuş olabilir (72,53 TL + 10 kontür (4 TL)). Öte yandan sistemin gizliliği nedeniyle o “çok şanslı son kişi”nin gerçek bir alıcı olmayabileceği, sistemin içinde üretilmiş bir yazılım (bot, internet robotu) ya da gerçek olmayan sahte bir kullanıcı olabileceği de öne sürülebilir (ECC-Net, 2012:13).
Griffiths ve Carran’a göre bu tür sitelerin “ebay.com” gibi klasik anlamdaki açık artırmaya dayalı satış yapan sitelerden iki temel farkı bulunmaktadır: Birincisi, klasik açık artırma sitelerinde taliplerin ürün için ödemeye razı oldukları fiyatı teklif ederlerken, bir başka deyişle artırımı kaybeden hiçbir şey ödemezken, “kuruş artırım sitelerinde” teklif verme hakkının ücretli olması nedeniyle kazanın yanında kaybedenlerin de teklif sayılarına göre harcama yapması; İkincisi ise, klasik açık artırma sitelerinde açık artırım belirli bir süre sonunda sona ererken, “kuruş artırım sitelerinde” ise her teklifin ardından sürenin belirli bir zaman dilimi kadar artması (Griffiths ve Carran, 2015:2-3). “Kuruş artırım” sitelerinin açık artırımdan daha çok “kumar” niteliği taşıdığını ileri süren Griffiths ve Carran’a göre;
  • “Kuruş artırım” sisteminde kazanma sansa bağlıdır (chance-determined),
  • “Kuruş artırım” siteleri kazananların reklamlarını yapmak suretiyle kazanmanın çok mümkün ve sıradan olduğu fikrini yayarak insanların siteye giriş kararı almalarını etkilemektedirler (availability bias),
  • Söz konusu sitelerde, artırım sonunda hiçbir şey kazanmadan çok sayıda teklif yapılmakta yani para harcanmaktadır,
  • Bu siteler internette yer alan kumar sitelerine benzer şekilde “kazanmak için ipuçları” sunmaktadırlar,
  • Aynı şekilde bu sitelerde, kumar sitelerinde yer alan “sorumluluk” prensibinin hemen hemen aynısına yer verilerek üyelere, zarar görmemeleri için tavsiyelerde bulunulmaktadır (Griffith ve Carran, 2015: 191-192).
Almanya’da “bir “kuruş artırım” sitesinin faaliyetinin “kumar” niteliği taşıdığını belirten “Yerel Makamın” bu kararını, söz konusu makamın kararının içtihata dayalı bir kurala dayanmadığı, bir başka deyişle kanunilik ilkesini taşımadığı (kanunda yeterli dayanak bulunmadığı) gerekçesiyle iptal eden İdari Mahkeme aldığı kararda:
  • Artırım sonucunun yeteneğe değil, tamamen şansa bağlı olduğu,
  • İşletmenin faaliyetinde ahlaki ve ekonomik amaç bulunmadığı,
  • Kazananın elde ettiği faydanın / kârın diğer katılımcıların kaybından kaynaklandığı,
  • Sistemin, katılımcıları teklif verme yönünde kışkırtıcı bir özelliğe sahip olduğu,
  • Sahte kullanıcı veya “bot”ların kullanılma riskinin bulunduğu tespitlerini yapmıştır (Arendts, 2013:11-12).
Amerika Birleşik Devletleri Federal Ticaret Kurulu’na (Federal Trade Commission, FTC) göre oldukça ucuza ve eğlenceli alışveriş yapılıyor gibi görülse de bu sistem birçok açıdan, klasik anlamdaki açık artırımdan çok bir piyango niteliğindedir. FTC, söz konusu sitelerdeki sorunları şu şekilde sıralamaktadır:
  • Kazanılan ürün gönderilmemekte, geç gönderilmekte ya da tanıtılandan farklı ürün gönderilmektedir,
  • “Bonus kredi” gibi kavramlar üyeleri yanlış yönlendirmektedir, üyeler her durumda teklif verebilmek için kontör satın almak zorundadır,
  • “Üyelik ücreti” ve/veya “Kargo ücreti” gibi gizli ek masraflar çıkarılmaktadır,
  • Bu sitelerde yer alan ödeme yöntemleri güvenli olmayabilmektedir (FTC, 2011).
İnternet tabanlı “Kuruş artırım” sisteminin Washington Tüketiciyi Koruma Kanunu’na göre “piyango (lottery)” olup olmadığını sorgulayan Konkel (2013:1972) söz konusu sistemin geleneksel açık artırımdan temel farkının, gelirin artırım yapmak için harcanan kontörlerden (bidding fee) sağlanması olduğunu ifade etmektedir. Bu temel farktan hareket eden Konkel’e göre, kazananın elde ettiği indirimin ve işletmecinin gelirinin kaynağının artırım için harcanan kontörler olması nedeniyle, sistem “piyango (lottery)” niteliği taşımaktadır (Konkel, 2013:1972).
Sonuç ve Değerlendirme:
Hem internetin artık neredeyse en ücra köşelere kadar ulaşması, hem de ticaretin tüm güç ve enerjisiyle yeni arayışlara yönelmesiyle farklı alış veriş yöntemlerinin yanı sıra bahis, şans oyunu ve kumar gibi faaliyetler de internette yer bulmaya başlamıştır. “Kuruş artırım” siteleri de bu arayışın bir sonucu olarak görülebilir. Sistemin işleyişi ele alındığında, kendisini “oyunlaştırılmış e-ticaret platformu” olarak tanıtan bu sitelerin alış veriş ile şans oyununu birleştiren bir yapıya sahip olduğu görülmektedir.
Sistemde kazanana para ya da değerli maden şeklinde bir ödül vaat edilmese de, yine de maddi anlamda önemli bir kazanç fırsatı sunulmaktadır. Bir başka deyişle, herhangi bir şans oyununda kullanılan “ödül” kelimesi yerine, “kuruş artırım” sisteminde malın “%89’a varan oranda indirimle” satın alınması ifadesi kullanılmaktadır. Her iki ifadenin de aynı anlama geldiği açıktır.
Sonuçta “kuruş artırım” sisteminde kontür satın alınması ve ardından her bir teklif için kontör harcanması ile yapılan iş, malı “ucuz fiyata satın alabilme şansı”dır. Bu nedenle “kuruş artırım” sisteminin “Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe bağlı olduğu oyunlardır (TCK Md. 228/4)” şeklindeki ifadeye uymaktadır ve bu nedenle “talihe bağlı oyun/şans oyunu” olarak nitelendirilebilir.
Bunun yanında, bu sistemi uygulayan internet sitelerinden, sistemin işleyişinde ve tanıtımında kullanılan yöntemlerde kişilerin bilinçli bir şekilde yanıltılması yoluyla gelir elde edilmesini amaçlayanların bu faaliyetleri de “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak (TCK md.157)” olarak ifade edilen “dolandırıcılık” tanımına uymaktadır.
Bu nitelikleri nedeniyle söz konusu sitelerin yukarıda sayılan Türk Ceza Kanunu maddelerinin yanı sıra: 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “örtülü reklam”ı yasaklayan (Md. 61/4) ve cezai yaptırımı ön gören (77/2) maddelerine gore; “sanal ortam”da (Bilgisayar, internet, interaktif televizyon, cep telefonu ve benzeri bilişim ortamları) talih oyunu düzenlenmesi ve bu oyunun ve/veya işletmenin reklamının yapılmasının yasaklanmasını öngören Sanal Ortamda Oynatılan Talih Oyunları Hakkında Yönetmelik”e göre de takibinin yapılması gerekir.
Share:

Tatil planı yaparken dolandırıcıların kurbanı olmayın

tatil dolandırıcılığı, devre mülk dolandırıcılığı, bedava tatil

Bütün yılın yorgunluğunu atmak isterken, hem paranızdan, hem de o güzelim tatilinizden olabilirsiniz. Dolandırıcılar bazen gerçekte hiç var olmayan bir oteli pazarlarken, bazen de otelden habersiz bir şekilde otel adına rezervasyon yapabiliyorlar. En çok karşılaşılan durumda ise otelin tanıtım görselleri ve vaatlerinin gerçek dışı olması.
Tatil dolandırıcılıklarını dört başlıkta toplayabiliriz:
1. Devre mülk dolandırıcılığı
Devre mülk satış sırasında kullanılan dolandırıcılık yöntemi “Baskı (Boiler Room)” olarak adlandırılmaktadır. “Boiler room” (kazan dairesi) ismi satış sırasında kullanılan yoğun baskıya bir atıf niteliğindedir. Kavramın kökeni ABD’de telefonla yoğun baskı ve ikna yolları ile hisse satışına dayanmaktadır. Yöntem, Türkiye’de özellikle devre-mülk satışında kullanılmaktadır. Genellikle telefon ile ulaşılan kişilere ücretsiz hafta sonu tanıtım maksatlı gezi düzenlendiği belirtilerek bir araya toplanan hedef kitleye psikolojik baskı ve yoğun satış teknikleri ile satış yapılması ve/veya yüksek miktarda ekstra ücret ödetilmesi suretiyle yapılmaktadır. Örnek olay için tıklayınız
2. Gerçekte hiç olmayan bir otelde rezervasyon
Olmayan Yerin Satılması / Kiralanması: Genellikle cep telefonuna gönderilen mesajlar, internette verilen ilanlar, tanıtımlar ve sözde uygun fırsat kampanyaları ile gerçekte var olmayan genellikle otel, pansiyon, günlük kiraya verilen villa vb. yerin önceden ödeme yolu ile satılması veya kiraya verilmesi şeklinde yapılmaktadır.
3. Gerçekte var olan bir otelin sahte seyahat acentası tarafından pazarlanması
Bu yöntemde cazip tatil mekanları sahte seyahat acentaları tarafından pazarlanmaktadır. Acentanın sahte olduğundna habersiz olan tüketici durumu otele/tatil köyüne geldiğinde öğrenmektedir. Tabiki, sözde “seyahat acentası”na ulaşması artık mümkün değildir. Örnek olay için tıklayınız
4. Otel vb. tatil mekanının olduğundan farklı tanıtılması
Bu belkide en çok karşılaşılan durumlardan birisi. Tatil mekanlarının tanıtımında kullanılan görsellerin tüketicileri yanıltıcı bir şekilde tasarlanması  bu yöntemin temelini oluşturmaktadır. Bazı durumlarda görsellerin yanıltıcı olması kadar tatil sırasında sunulacağı vaat edilen hizmetler de yerine getirilmemektedir.
Share:

Devre mülk satışında dolandırıcılık

baskı ile satış, devre mülk dolandırıcılığı, bedava tatil, hafta sonu bedava tatil

Devre mülk satış sırasında kullanılan dolandırıcılık yöntemi “Baskı (Boiler Room)” olarak adlandırılmaktadır. “Boiler room” (kazan dairesi) ismi satış sırasında kullanılan yoğun baskıya bir atıf niteliğindedir. Kavramın kökeni ABD’de telefonla yoğun baskı ve ikna yolları ile hisse satışına dayanmaktadır. Yöntem, Türkiye’de özellikle devre-mülk satışında kullanılmaktadır. Genellikle telefon ile ulaşılan kişilere ücretsiz hafta sonu tanıtım maksatlı gezi düzenlendiği belirtilerek bir araya toplanan hedef kitleye psikolojik baskı ve yoğun satış teknikleri ile satış yapılması ve/veya yüksek miktarda ekstra ücret ödetilmesi suretiyle yapılmaktadır.
Devre tatil (mülk), uzun süreli tatil hizmeti, değişim ve yeniden satışlarda uygulanacak usul ve esaslar 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 50’nci ve 84’üncü maddelerine dayanılarak çıkarılan yönetmelikte düzenlenmiştir. Dolandırıcılığa konu olan satış işlemi, genellikle kullanım hakkı bedelinin önceden yapıldığı “Ön Ödemeli Devre Tatil[1] Sözleşmesi”nin suistimali şeklinde ortaya çıkmaktadır. Satışın sağlanması için hazırlanan kurgu şu şekilde işlemektedir:
  • Yapılan tanıtım gezilerine aile olarak katılım teşvik edilmekte,
  • Yüksek ses ve yetersiz havalandırmalı salonda uzun süreli tanıtım yapılmakta,
  • Tüketici, tanıtımın başından sonuna kadar hiçbir şekilde yalnız bırakılmamakta, sürekli olarak bir satış elemanı tarafından neredeyse gözaltında tutulmakta,
  • Alım yapanlar “… bey eşi … hanıma evlilik yıldönümü hediyesi olarak bir adet devre mülk hediye etti” ya da “… bey ve eşi … hanım biricik kızları ….’ya doğum günü hediyesi olarak bir adet devre mülk hediye etti” vb. anonslarla duyurulmakta, bu sayede diğer aileler üzerinde alım baskısı kurulmaya çalışılmakta,
  • Satış için sırayla satış elemanı, onun başarısız olması durumunda satış yetkilisi onun da başarısız olması durumunda otorite figürü olarak satış müdürü sıfatını taşıyan kişi devreye girerek ekstra indirim, hediye tatil ya da yatırımın ne kadar karlı olduğu, kaybedilecek bir şey olmadığı anlatılarak gün bitmeden satış yapılmaya çalışılmakta,
  • Gün sonunda yorgun düşen ailenin belli bir noktadan sonra “hayır” deme direnci azalmaktadır.
Tüketici Sorunları Derneği’nin (TUSODER) aktardığına göre bazı durumlarda satış esnasında imzalatılan senet üçüncü bir kişiye ciro ettirilip, tüketici üçüncü kişiyle muhatap edilmektedir.[2] Aslında gerek Tüketiciyi Koruma Kanunu, gerekse “Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği” tüketiciyi korumak anlamında çok ciddi tedbirler öngörmektedir. Ancak, bazen tüketicilerin bundan habersiz olmasından, bazen de hukuki yollara başvurmanın zor olduğuna yönelik genel kanıdan dolayı tüketiciler haklarını aramamakta ya da arayamamaktadır.
[1] Tüketicinin ayni hakka konu bir taşınmazın satış bedelini veya şahsi hakka konu taşınmazın kullanım hakkı bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcı veya sağlayıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı ya da kullanım hakkını tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmeleri
[2] “Devremülk Firmalarının Senet Oyunu” http://www.tusoder.org.tr/,  01 Kasım 2016, erişim tarihi 22.11.2016
İlgili Haberler:
Share:

Tarihe Geçmiş Dolandırıcılar - Eyüplü Halit

Eyüplü Halit, sahte karakol, evlenme vaadi ile dolandırma


Halit Keskiner “Eyüplü Halit” (?-?): İstanbul’un işgal altındaki son günlerinde kendi karakolunu kurdu. Rumları karakola çağırıp önce ihbarcılıkla suçluyor ardından para karşılığında serbest bırakıyordu. “Eyüplü Halit” kadınları evlenme vaadiyle dolandırması ile de tanınmaktadır. Kaynak: Milliyet, 07 ve 10 02.1930
Share:

Tarihe Geçmiş Dolandırıcılar - Charles Ponzi

Charles Ponzi, ponzi dolandırıcılığı, saadet zinciri, forex dolandırıcılığı
Charles Ponzi, "Ponzi" dolandırıcılığına adını verdi.

Charles Ponzi (1882-1949): “Ponzi Dolandırıcılığı” olarak bilinen dolandırıcılığın mucididir. Bir ‘yatırım’dan banka faizinin üstünde kazanç vaat ederek para toplamaya dayanmaktadır. Aralık 1919’da 150$ olan varlığı, her 100$’a 90 gün sonra 150$ vereceği vaadi ile Temmuz 1920’de 9 milyon $’a ulaştı. Ancak, bu varlığına karşılık elinde 14 milyon $’lık geri ödeme senedi bulunuyordu. Kaynak: Walsh, 1998:3; Carvajal vd., 1995:7; Zarrabi, 2013:3
Share:

12 Mayıs 2017 Cuma

Banker Kastelli ne getirdi? Ne götürdü?

banker Kastelli olayı, Banker Kastelli dolandırıcılığı, ponzi dolandırıcılığı
"Banker Kastelli" yaklaşık 250 bin kişiden milli gelirin %3,3’ü olan 2,2 Milyar $ topladı.

Abidin Cevher Özden (1933-2008), Trabzon’un Sürmene ilçesinin Kastel köyü nüfusuna kayıtlı olması nedeniyle “Banker Kastelli” adıyla anıldı. Bankaların % 2-3 faizle para topladığı 1980’li yılların başında, bankalardan aldığı mevduat sertifikalarını halka %5-6 faiz vererek sattı. Yaklaşık 250 bin kişiden milli gelirin %3,3’ü olan 2,2 Milyar $ topladı. Kurduğu düzenin işlemesi sisteme sürekli bir şekilde yeni katılımcı girmesine bağlıydı.  Türkiye’de faaliyet gösteren 40 banka 18 Haziran 1982’de aldıkları ortak bir kararla bankerler aracılığıyla mevduat sertifikası satmayacaklarını duyurdular. Bu Kastelli’nin çöküşü oldu.
Dönemin Maliye Bakanı Kaya Erdem ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Turgut Özal bankalar aracılığıyla Kastelli’ye kredi sağlamaya çalışsalar da başarılı olamadılar. Sonuçta bir ay sonra , 13 Temmuz 1982’de Maliye Bakanı Erdem ve Özal istifa ettiler. Ancak bu olay, her ikisinin politika sahnesinde daha da güçlü yer alacakalrı bir dönemin başlangıcı da oldu: İstifalarından yaklaşık bir yıl sonra, Kasım 1983’de yapılan seçimlerin ardından Özal Başbakan, Erdem ise yine Maliye Bakanı oldu.
“Kastelli olayı”  finans piyasası için de bir dönüm noktası oldu ve bir çok yeni düzenleme yapıldı: Sermaye Piyasası Kanunu çıkarıldı, Sermaye Piyasası Kurulu oluşturuldu ve İstanbul Borsası açıldı.
Share:

Facebook ve Skype’ta kamera tuzağı


Dayan Perez Sosa, Facebook dolandırıcılığı, Skype dolandırıcılığı, kamera tuzağı, internette şantaj

“Sextortion” İngilizce’deki “Sex” ve “Extortion (baskıyla para sızdırma)” birleşiminden oluşturulmuş bir kelime. Genellikle Facebook ve Skype üzerinden yapılan kamera görüşmesi sırasında mağdurun müstehcen görüntülerinin kaydedilmesinin ardından, görüntülerin internete yükleneceği şantajıyla para alınması şeklinde yapılan dolandırıcılık yöntemine verilen isim. Bu yöntemin ana hedef kitlesi sosyal medyayı kullanan erkekler.

Yöntem nasıl işliyor?

Birinci aşama: Öncelikle sahte (fake) kadın Facebook hesabı yaratılıyor. Facebook’ta, arkadaş listesinde aile bireyleri de olan erkekler bulunuyor. Erkeklerin evli ve dindar olmaları hedef olarak seçilme ihtimalini yükselten diğer etkenler. Bunlar ileride yapılacak olan şantaj için çok önemli noktalar. Ardından hedefteki erkeklere arkadaşlık daveti gönderiliyor. Bunu kısa bir tanışma ve hemen sonrasında görüntülü sohbet daveti izliyor. Karşında gerçek bir kadın olduğunu düşünen mağdur, ‘kadın’ın bulunduğu ortam müsait olmadığı ya da mikrofonun bozuk olduğu için konuşamadığı, sadece klavye aracılığıyla yazabildiği şeklindeki mazeretini de makul görüyor. Aslında video kaydından yapılan sex şovuna, mağdur erkeğin eşlik etmesi isteniyor. Bu daveti geri çevirmeyen mağdurun müstehcen görüntüleri kayda alınıyor. Bu her biri 20’şer dakikadan oluşan üç aşamalı yöntemin ilk aşamasını oluşturuyor.

İkinci aşama: İkinci 20 dakikada kaydedilen görüntü şantaj için hazırlanıyor.

Üçüncü aşama: Bu aşamada “Şantaj” başlıyor. Görüntü kaydına ait link mağdura gönderiliyor ve para talep ediliyor. Talep edilen para miktarı ile ilgili 1000 ABD Doları ile 5000 Euro arasında farklı ifadeler yer alıyor. Duruma göre mağdura belirli bir zaman da tanınıyor. Paranın gönderilmemesi durumunda video mağdurun Facebook’taki aile üyelerine gönderiliyor ve/veya youtube üzerinden yayınlanıyor.

Fas, Qued Zem, sextortion, Facebook dolandırıcılığı, Skype dolandırıcılığı, kamera tuzağı, internette şantaj

Bazı kaynaklara göre bu yöntemin merkezi Fas’ın Qued Zem isimli kasabası (BBC, The Sun ve UK Dailymail, Hürriyet). Nüfusu 90.000 olan kasabada yaklaşık 3000 kişinin bu yöntemle uğraştığı ve gençlerin bu yöntemi gerçekleştirebilmek için İngilizce öğrenmeye önem verdikleri belirtiliyor. Bir dolandırıcının ifadesine göre her 10 mağdurdan dördü para gönderiyor. Dolandırıcının ve günlük kazancı 500 ABD Dolarını, yıllık kazancı ise 80.000 ABD Doları’nı buluyor. Kasabada sayısı 40 civarında olan uluslararası para transfer ofisi yetkililerine göre kasabaya günlük 8.500 ABD Doları geliyor ve bunun büyük bir bölümünün bu yöntemle elde edilen para oluşturuyor (Yıllık 3 milyon ABD Dolarından fazla).

Hedefteki ülkeler hangileri?

BBC’de yayımlanan bir habere göre bu tür dolandırıcıların hedefinde daha çok Araplar var, çünkü dolandırıcılara göre “Arap erkeklerin sekse zaafı oldukça fazla”. Ancak bir başka haberde bu yöntemin daha fazla para ödedikleri için İngiltere’de yaşayan erkeklere karşı da oldukça yaygın bir şekilde kullanıldığı da belirtiliyor. Dolandırıcılıkla ilgili temel konulardan birisi suçu ihbar etme ya da bildirmedeki isteksizlik. Bu gerçekte olan olay sayısı ve niteliği ile bildirilen olaylar arasında ciddi fark olmasına yol açıyor. Olayı bildirmemenin bazen utanç, bazen kendisini de sorumlu tutma ya da bir sonuç alınamayacağına inanma gibi nedenleri bulunuyor. Bu nedenle, bu tür bir yöntemin nerede daha çok görüldüğü konusunda net bir şey söylemek zor. Ancak, Kameralı seks tuzağının sadece Arap ülkeleri ve İngiltere ile sınırlı kalmadığı, Türkiye’de yaşayan erkeklere karşı da kullanıldığını vurgulamak gerekiyor.

sextortion, Facebook dolandırıcılığı, Skype dolandırıcılığı, kamera tuzağı, internette şantaj
Dolandırıcıların şantajına dayanamayan 17 yaşındaki İngiliz genç intihar etti

Bu yöntemle ilgili belirtilmesi gereken önemli bir nokta da bazı olayların sonunun intiharla bittiği. Görüntülerinin yayınlanmasından etkilenen bazı mağdurlar bu sürecin sonunda intiharı seçebiliyor.





Share:

İngiliz turistlerin İspanya’daki sahte zehirlenme oyunu

sahte zehirlenme, İngiliz turist, İspanya, food poisoning scam
Her yıl 12 milyon İngiliz tatilini İspanya'da geçiriyor

Alışık olduğumuz şey bulunduğu ortama yabancı olan turistin, yerel esnaf ya da bazı kişiler tarafından dolandırılması. Bunun bir de tam tersi var. Bu dolandırıcılıkta bazı turistler asılsız şikayet ve ithamlarla işletmeleri tehdit edip, tazminat almaya çalışıyorlar. Her yıl 12 milyon İngiliz turistin ziyaret ettiği İspanya’nın, İngiliz turistlerin asılsız gıda zehirlenmesi ithamlarından bıkıp usandığı belirtiliyor. İnternette yer alan bir habere göre, geçmiş yıllara göre %700 oranında artan bu tür ithamlar nedeniyle kişi başı € 6,000 ödemek zorunda kalan işletme sahiplerinin son 18 ayda (Kasım 2015-Mayıs 2017) ödedikleri miktar  €50 million civarında. Şüphesiz işletme sahiplerine yönelik en büyük tehdit, gıda zehirlenmesi haberinin tüm medyaya yayılarak rezervasyonların iptali.
Kaynak:
Share:

Öne Çıkan Yayın

Whatsapp'ta yayılan "Migros ücretsiz hediye kuponu dağıtıyor" dolandırıcılığı

Whatsapp'ta yayılan aşağıdaki mesaj kullanıcıları sahte siteye yönlendiriyor. Yönlendirilen ekranda bu tür sitelerde sıklıkla görülen...

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Etiketler