Daha önce "Migros hediye kuponu dağıtıyor" yalanıyla yapılan hediye kupon dolandırıcılığı (vouchers scam) şimdi "Gratis hediye kuponu dağıtıyor" şeklinde yapılıyor. Migros dolandırıcılığına kananların telefon faturasına 56TL yansımıştı. Kanmayın, WhatsApp ya da benzer ortamlarda paylaşmayın. Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.
Whatsapp'taki bu mesaja dikkat !
Whatsapp'ta Migros ücretsiz hediye kuponu dağıtıyor" içerikli mesajla yayılan dolandırıcılık nasıl işliyor?
51 TL'ye Iphone mümkün mü?
Çok ucuza iphone vb. ürün sattığını söyleyen açık artırım siteleri nasıl çalışıyor?
Türkiye'nin dolandırıcılık sanığı yoğunluk haritası
Dolandırıcılık suçundan sanık olanların illere göre dağılımı.
Sahte klonlamadan, sahte HIV aşısına bilimde hile ve dolandırıcılıklar
Bilimsel hile ya da dolandırıcılık nedir? Hangi yollarla yapılıyor?
Tatil planı yaparken dolandırıcıların kurbanı olmayın
Bütün yılın yorgunluğunu atmak isterken, hem paranızdan, hem de o güzelim tatilinizden olabilirsiniz. İşte tatil dolandırıcılıkları...
29 Haziran 2017 Perşembe
17 Haziran 2017 Cumartesi
Kapıdan satış dolandırıcılığında bilinmesi ve yapılması gerekenler
Haziran 17, 2017kapıdan dolandırıcılık, kapıdan satış dolandırıcılığı, kapıdan satışta bilinmesi gerekenler
2 yorum
Kapıdan satış dolandırıcılığı aşağıdaki yöntemlerden biriyle
yapılmaktadır:
- Çekiliş bahanesiyle satış
- Asılsız vaat yoluyla satış
- Senet imzalatma odaklı satış
- Olağanüstü yüksek fiyat
- Senaryolu yüksek fiyattan satış (Yöntemler hakkında detaylı bilgi için tıklayınız)
- Finansal hizmetler
- Taşınmaz malların veya bu mallara ilişkin hakların oluşumu, devri veya kazanımı
- Konut kiralama
- Paket turlar, devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti ve bunların yeniden satımı veya değişimi
- Günlük tüketim maddelerinin, satıcının düzenli teslimatları çerçevesinde tüketicinin meskenine veya iş yerine götürülmesi gibi alışverişler.
Kapıdan satışlarda nelere dikkat etmeliyiz?
1. Her şeyden önce her isteyen, dilediği
şekilde kapıdan satış yapamaz. Sadece yetki belgesine sahip olanlar bu tür
satışı yapabilirler (Yönetmelik Md.19) . Kapınıza gelen bir satıcının yetki
belgesinin olup olmadığı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın sitesinden
sorgulanabilir. Sorgu sayası için tıklayınız.
2. Satıcı sözleşme ya da başka herhangi
bir bağlayıcı anlaşmadan önce tüketiciye “Ön
Bilgilendirme” yapmak zorundadır (Yönetmelik
Md. 5). Bilgilendirmenin “en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir
bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde yazılı olarak” yapılması
gerekmektedir. “Ön Bilgilendirme”nin yapıldığına dair ispat yükümlülüğü
satıcıya aittir. Ön Bilgilendirme aşağıdaki hususları içermelidir:
- Sözleşme konusu mal veya hizmetin temel nitelikleri,
- Satıcı veya sağlayıcının adı veya unvanı ile iletişim bilgileri,
- Mal veya hizmetin Türk Lirası olarak vergiler dahil toplam fiyatı,
- Cayma hakkının olduğu durumlarda, cayma hakkının kullanılma şartları,
3. Satıcı ve tüketici arasında yapılan sözleşmede de uyulması gereken kurallar vardır. Her yazılı metin sözleşme sayılmamaktadır. Bakanlık tarafından belirtilen şekil ve içeriğe haiz olmayan belgeler Bakanlık tarafından “sözleşme” olarak kabul edilmemektedir.
Sözleşme: En az on iki punto büyüklüğünde anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde düzenlenmelidir. Sözleşmenin bir örneğinin tüketiciye verilmesi zorunludur (Md. 6).
Sözleşmede aşağıdaki hususların açık, net bir şekilde belirtilmesi zorunludur:
- Sözleşme konusu mal veya hizmetin temel nitelikleri,
- Tüketicinin adı soyadı ile satıcı veya sağlayıcının adı veya unvanı, varsa MERSİS numarası,
- Satıcının açık adresi, telefon, faks numarası ve benzeri iletişim bilgileri,
- Mal veya hizmetin Türk Lirası olarak vergiler dahil toplam fiyatı,
- Sözleşmenin kurulduğu tarih,
- Malın veya hizmetin teslim veya ifa tarihi,
- Ödemeye ilişkin bilgiler,
- Cayma hakkının olduğu durumlarda, bu hakkın kullanılma şartları, süresi ve usulüne ilişkin bilgiler,
- Cayma bildiriminin yapılacağı açık adres, faks numarası veya elektronik posta bilgileri,
- Cayma hakkının kullanılamadığı durumlarda (14’üncü maddede belirtilmektedir), tüketicinin cayma hakkından faydalanamayacağına ya da hangi koşullarda cayma hakkını kaybedeceğine ilişkin bilgi,
- “Bu sözleşmenin kurulduğu veya malın teslim alındığı tarihten itibaren on dört gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkınız bulunmaktadır. Cayma süresi içinde sözleşmeye konu mal veya hizmet karşılığında herhangi bir isim altında ödeme yapmanızı veya borç altına sokan herhangi bir belge vermenizi istemeyeceğimizi ve cayma bildiriminin tarafımıza ulaştığı tarihten itibaren en geç on dört gün içerisinde malı geri almayı taahhüt ederiz.” İfadesi (sözleşmenin birinci sayfasında ve on altı punto büyüklüğünde koyu harflerle yazılması zorunludur)
- Tüketicilerin uyuşmazlık konusundaki başvurularını Tüketici Mahkemesine veya Tüketici Hakem Heyetine yapabileceklerine dair bilgi.
- Satıcı veya sağlayıcı, sözleşmeyi tüketicinin imzalamasını ve sözleşme tarihi ile “Sözleşmenin bir örneğini elden teslim aldım.” ifadesini ve cayma hakkının kullanılabildiği sözleşmeler için “On dört gün içinde cayma hakkımın olduğu konusunda bilgilendirildim.” ifadesini tüketicinin kendi el yazısı ile yazmasını sağlamak zorundadır.
4. Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai
şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir (Md. 8). Cayma hakkının
kullanılmasında tüketici yönetmeliğin ekinde yer alan formu (form için tıklayınız) kullanabileceği
gibi, cayma kararını bildiren açık bir beyanın satıcı tarafından sözleşmede
belirtilen adrese gönderilmesi de yeterlidir. Cayma hakkının kullanıldığına dair ispat
yükümlülüğü tüketiciye aittir.
5. Cayma hakkı süresinin belirlenmesinde;
- Tek sipariş konusu olup ayrı ayrı teslim edilen mallarda, tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin son malı teslim aldığı gün,
- Birden fazla parçadan oluşan mallarda tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin son parçayı teslim aldığı gün,
- Belirli bir süre boyunca malın düzenli tesliminin yapıldığı sözleşmelerde, tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin ilk malı teslim aldığı gün esas alınır.
6. Satıcı cayma süresi içerisinde
sözleşmeye konu mal veya hizmet karşılığında tüketiciden herhangi bir isim
altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir
belge vermesini isteyemez.
7. Satıcı cayma hakkı konusunda
tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür.
8. Satıcının yönetmelikte belirtilen
yükümlülüklere aykırı hareket etmesi veya tüketiciyi cayma hakkı konusunda
gerektiği şekilde bilgilendirmemesi durumunda tüketici cayma hakkını kullanmak
için on dört günlük süreyle bağlı
değildir.
9. Satıcı veya sağlayıcı, cayma bildiriminin kendisine ulaştığı
tarihten itibaren on dört gün içinde malı geri almakla yükümlüdür. Bu süre
içerisinde malın geri alınmaması durumunda, tüketici malı muhafaza etmekle
yükümlü değildir.
7 Haziran 2017 Çarşamba
Dolandırıcılık suç sanığı yoğunluk haritası, 2016
“Dolandırıcılık” 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak” olarak tanımlanmaktadır (TCK md.157).
Dolandırıcılığın “basit” hali
Türk Ceza Kanunu’nun 157’nci maddesinde, “nitelikli” hali 158’inci maddesinde
ve “daha az cezayı gerektiren hali” de 159’uncu maddesinde düzenlenmiştir.
Dolandırıcılığın “Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç
olarak kullanılması suretiyle (TCK 158-1/f)” yapılması durumunda, söz konusu
suç “nitelikli interaktif dolandırıcılık” olarak da tanımlanmaktadır.
Adalet Bakanlığı'nın verilerinden derlenmiştir (http://adlisicil.adalet.gov.tr/adliarsiv.html)
ATM kart şifresini ters girme efsanesi
"Eğer bir gün ATM makinelerinden bir soyguncu tarafından para çekmeye zorlanırsanız; şifrenizi ters girmeniz haline (1234 yerine 4321 gibi) makine parayı veriyor ama bu sırada polis çağırıyor... Mutlaka sevdiklerinizle paylaşın" içerikli whatsapp'ta yayılan metin gerçeği yansıtmıyor, doğru değil. Böyle bir uygulama yok.
3 Haziran 2017 Cumartesi
Ev alacaklara 15.000 TL destek dolandırıcılığı
"Dolandırıcıların KOSGEB ve girişimci kredisi tuzağı" başlığı ile yayınladığımız dolandırıcılık türünün bir başka örneği bu defa cep telefonlarına "HİBEBİLGİ" rumuzuyla gönderilen "Devletten ilk defa ev alacak HERKESE 15.000 TL geri ödemesiz destek" sloganıyla yapılıyor. SMS ile gelen link tıklandığında farklı kredi seçeneklerine tıklanmasının ardından, kullanıcı devam etmek için 56 TL tutan üyeliğe yönlendiriliyor. İşin dolandırıcılık kısmı da burada başlıyor. Sonuçta, 56 TL'lik üyelikle "HERKESE" verileceği duyurulan hibenin alınması arasında herhangi bir ilişki bulunmuyor.
30 Mayıs 2017 Salı
Hukuk bürosu ve icra takibi dolandırıcılığı
Hukuk bürosu adı kullanılarak gönderilen mesajda, gönderilen kişi hakkında icra takibi başlatıldığı belirtilmekte, mesaja inananların aşağıda verilen numarayı aramaları durumunda ise hemen ödeme yapmaları durumunda icranın durdurulacağı ifade ediliyor. Bu tür mesajlara kesinlikle inanılmaması çok önemli.
27 Mayıs 2017 Cumartesi
Kredi Kartı ve Internet Bankacılığında Sorumluluk
Mayıs 27, 2017Internet Bankacılığı, kart sahibinin sorumluluklar, Kredi Kartı, sorumluluk
Hiç yorum yok
Kart sahibinin üç temel sorumluluğu bulunuyor: kartı ve kart yerine geçebilecek bilgileri korumak; bu bilgilerin kaybolması veya çalınması durumunda derhal bildirimde bulunmak; adres değişiklerini 15 gün içinde bildirmek.
1. Kendisine verilen kartı ve kartın kullanılması bir kod numarası, şifre veya kimliği belirleyici başka bir yöntemin kullanılmasını gerektiriyorsa bu bilgileri güvenli bir şekilde korumak ve başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri almak, kartın kaybolması, çalınması veya iradesi dışında gerçekleşmiş herhangi bir işlemi öğrenmesi halinde kart çıkaran kuruluşu derhal haberdar etmek zorundadır (3/2/2006 sayılı ve 5464 sy. Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu Md. 16)
2. Kartının ya da karttan harcama yapılmasında kullanılabilecek bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde derhal bildirimde bulunmaktan sorumludur. Kart sahibi, yapacağı bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur (5464 sy. Kanun Md. 12)
Hukuka aykırı kullanımın, hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanması veya bildirimin yapılmaması hallerinde bu sınır uygulanmaz.
3. Kart hamili adresinde meydana gelen değişiklikleri, değişiklik tarihinden itibaren onbeş gün içinde kart çıkaran kuruluşa bildirmekle yükümlüdür (5464 sy. Kanun Md. 16).
Kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden telefon, elektronik ortam, sipariş formu veya diğer iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir (5464 sy. Kanun Md. 32).
Kart sahibinin sorumluluk sınırı ne kadar?
Kart sahibi bildirimde 24 saatlik süreyi aşmamışsa, sorumlu tutulacağı miktar en fazla 150 TL’dir (5464 sy. Kanun Md. 12).
Bankalar ve üye iş yerlerinin sorumlulukları neler?
Kartlı sistem kuran, kart çıkaran, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar ve üye işyerleri bu Kanun ve ilgili düzenlemeler ile getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmesinde gerekli basiret ve özeni göstermekle yükümlüdür (5464 sy. Kanun Md. 32).
Kart çıkaran kuruluş ile kart hamili arasında oluşabilecek herhangi bir uyuşmazlık halinde, işlemin hatasız bir şekilde kaydedildiği, hesaba intikal ettirildiği ve herhangi bir teknik yetersizlik veya arıza halinin bulunmadığını ispat etme yükümlülüğü kart çıkaran kuruluşa aittir (5464 sy. Kanun Md. 32)
Kuruluş[1], kendi alanına giren konularda sahtecilik ve dolandırıcılık olaylarını önleyici çalışmalar yapmak, güvenlik önlemleri saptamak, ilgili taraflar arasında gerekli bilgi paylaşımının sağlandığından emin olacak şekilde mekanizmalar kurmak ve sağlanan bilgi paylaşımının etkinliğini takip etmekle yükümlüdür (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 4 Aralık 2013 tarih ve 28841 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğ’i Md.5 / (3))
24 Mayıs 2017 Çarşamba
"Google Drive" görünümlü olta saldırısı (phishing)
Mayıs 24, 2017e-posta dolandırıcılığı, google drive görünümlü, internet dolandırıcılığı, phishing saldırısı
Hiç yorum yok
Phishing (Olta Saldırısı), İngilizce “password”
(şifre) ve “fishing”
(balık avlamak) kelimelerin birleşiminden oluşturulmuştur. Şifre, parola, müşteri numarası,
kullanıcı adı, kredi kartı numarası vb. bilgilerin elektronik ortamlarda ele
geçirilmesini amaçlayan saldırı türüdür.
Kullanıcı gerçekmiş gibi görünen
e-posta, SMS ve whatsapp
mesajlarında yer alan linklere tıklaması sonucunda klon siteye
yönlendirilmektedir.
Farklı kurumsal kimlikleri taklit eden dolandırıcıların gönderdikleri E-posta'nın "Kimden" bölümünde isim olarak "Google Drive" görünüyor.
E-posta içeriğinde ise kullanıcılara "yeni bir "Google Drive" paylaşımı geldiği" ve içeriğe ulaşmak için verilen linke tıklamaları gerektiği belirtiliyor.
22 Mayıs 2017 Pazartesi
Dolandırıcılar internet bankacılığını kullanarak 8 dakikada 4.800 TL'yi hesaplarına aktardı
Akbank müşterisi B.K.’nın bilgilerine
ulaşan dolandırıcılar, 8 dakika içinde 4 bin 800 TL çaldılar çıktı.
Akbank müşterisi B.K., Akbank'ın “444 25
25” ve “0850 222 25 25” telefon numaralarına benzer “0500 425 25 25” numaralı
telefondan arandı. Adının “Nuran Taşkın” olduğunu ve “Akbank Güvenlik Birimi”nden aradığını söyleyen dolandırıcı, mağdur
B.K.’ya Akbank'ın internet bankacılığı kullanılarak Rusya IP adresi ile giriş
yapıldığını iletti. Kıbrıs'ta bulunan bir hesaba izni olmadan EFT yapıldığını
söyleyen dolandırıcı, işlemleri durdurmak için mağduru Akbank ile bire bir aynı
olarak düzenlenmiş “sesli yanıt sistemi”ne
aktardı ve “T.C. Kimlik No” ile “kart şifresini” tuşlamasını isteyip bu
bilgileri ele geçirdi.
Bilgileri çalan dolandırıcılar, vadesiz
hesabı olmayan mağdura vadesiz hesap da açıp, telefonda Akbank'tan gelen
şifreyi mağdurdan istedi. Hesap açıldıktan sonra ise “Habip Arslan” adına 800
TL’lik bir EFT yapıldı. Sonrasında ise iki defa kredi kartından vadesiz hesaba
nakit transferi yapılarak yine “Habip Arslan” adına toplamda 4000 TL EFT daha
gönderildi.
Dolandırıldığını anlayan mağdur B.K.,
hemen Akbank ile iletişime geçti. Banka ise şifrenin üçüncü şahıslarla
paylaşılmaması gerektiğini öne sürerek, zararı karşılamayacağını bildirdi.
Akbank, kendisi kabul etmese de, tüm bu
işlemler sırasında aşağıdaki ihmal ya da tedbirsizliği nedeniyle kusurlu olarak
gösteriliyor:
- Sadece 8 dakika içinde yapılan olağandışı 5 işlem şüpheli işlem kategorisine alınıp durdurulmamış.
- Mağdurun vadesiz hesabı bulunmadığı, dolandırıcılar tarafından açılan yeni hesapta mevduat bulunmadığı halde, eksi bakiyeye düşürülerek transferine izin verilmiş.
- Aynı gün benzer vakaların yaşanmasına rağmen banka tarafından herhangi bir önleyici aksiyon alınmamış.
- Yapılan para transferlerinin onayı cep telefonuma bildirilmemiş.
- Transferler yeni bir cihaz ve IP adresinden ilk defa yapılmasına rağmen hemen onaylanmış ve mağdur bilgilendirilmemiş.
- Yapılan tüm işlemler kullanıcının daha önce yapmadığı, profiline uymayan ve normalde bir uyarı mekanizmasının (Red Flag) devreye alınmasını gerektiren işlemler olduğu halde bu konuda bir işlem yapılmamış,
21 Mayıs 2017 Pazar
Dolandırıcıların KOSGEB ve girişimci kredisi tuzağı
Gerek KOSGEB (Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) gerekse de
diğer kurumlar tarafından KOBİ'leri desteklemek adına verilen uygun krediler
dolandırıcılar için yeni bir istismar alanı oldu. Dolandırıcılar bazen kredileri
kullandıracak olan ve başvuruyu kabul eden kuruluş rolüne, bazen de başvuru
için danışmanlık sunan kuruluş rolüne bürünüyorlar.
dolandiricilik.org tarafından
yapılan araştırmada KOBİ kredisi dolandırıcılığında iki yöntem tespit edildi:
1. Esnaf vatandaşların cep telefonuna
“Isletmelere nefes aldiracak 150.000 TL
ust limitli kredi imkanindan faydalanmak icin gecikmeden basvurun! 0850 811 X
XXX" www.xxxxxinternetsitesi.com.tr” içerikli bir mesaj gönderiliyor.
Belirtilen numarayı arayan esnafa, başvuru için kendisine gönderilecek formları
doldurup geri göndermesi ve formları teslim alırken kargo görevlisine 700 TL
ödeme yapması gerektiği belirtiliyor. Sonuçta kendisine gönderilen iki sayfa
formu doldurup geri gönderen esnaf ne gerçek anlamda kredi başvurusu yapmış
oluyor, ne de formu gönderenlere ulaşabiliyor.
2. Oluşturulan sitelerle ya da
yine gönderilen cep telefonları ile KOBİ için proje desteği sağladığını
söyleyen dolandırıcılar söz konusu proje ile ilgili bilgi ve diğer hazırlıkları
teslim aldıktan sonra proje çalışmaları için ön ödeme alıyor ve sonrasında
ortadan kayboluyor.
“KOSGEB tüm hizmetleri ücretsiz olarak sağlıyor”
KOSGEB İstanbul Boğaziçi Müdürü
Gürsel Kızılaslan’ın belirttiğine göre kredi başvuruları KOSGEB.gov.tr
adresinden ücretsiz bir şekilde yapılabiliyor. Bu yöntemlerle çok sayıda
vatandaşın dolandırıldığını belirten Kızılaslan şunları söylüyor: “KOSGEB’in
destek hizmetleri ücretsizdir. KOSGEB’in adını kullanarak sizinle iletişime
geçip para talep edenler dolandırıcıdır. Kesinlikle onlara itibar edip para
yatırmayınız. KOSGEB müdürlüklerini ziyaret edip KOSGEB’in kendi personeli ile
bütün destek başvurularınızı ücretsiz bir şekilde yapabilirsiniz”
Kaynak:
17 Mayıs 2017 Çarşamba
Dolandırıcılığa karşı bilinmesi gereken 5 basit kural
Dolandırıcılığa karşı yapılabilecek belki de çok şey var ama şu beş basit kuralı bilmek ve uygulamak bile başlı başına çok önemli. Beş kuralın en önemlisi ise dolandırıcılık yöntemlerini bilmek, dolandırıcıların hangi tuzaklarla insanlara yaklaştıklarının farkında olmak.
Whatsapp'ta yayılan "Migros ücretsiz hediye kuponu dağıtıyor" dolandırıcılığı
Mayıs 17, 2017dolandırıcılık, hediye kupon dolandırıcılığı, migros, whatsapp dolandırıcılığı
Hiç yorum yok
Whatsapp'ta yayılan aşağıdaki mesaj kullanıcıları sahte siteye yönlendiriyor. Yönlendirilen ekranda bu tür sitelerde sıklıkla görülen ve iknanın altı ilkelerinden olan sosyal kanıt ve kampanyanın tükenmekte olduğuna dair görseller yer alıyor.
"Hey, MİGROS ücretsiz kuponlar hediye ediyor. Benimki daha şimdi elime geçti, teklif sona ermeden siz de alın. ---- > http://migros-tr.club/ <---- bağlantısını takip etmeniz yeterli, bana daha sonra teşekkür edebilirsiniz :)"
Whatsapp'ta yayılan mesajda yönlendirilen site |
Size üç soru soruluyor. Aslında soruların işlevi siteye inandırıcılık katmak, bir başka deyişle bu fırsattan herkesin yararlanamadığına vurgu yapmak. Soruların ardından hediye kazandığınıza dair mesaj görünüyor. Ancak bu kuponu alabilmek için önce bu mesajı whtaspp'ta 15 kişiye göndermeniz gerekiyor. Bu da sitenin duyurulması için önemli. Zincir yayılma ile çok kısa sürede oldukça fazla sayıda kişiye ulaşılmış olunuyor. Sürecin sonunda, "56 TL'lik siparişiniz onaylanmıştır" mesajı ile faturanıza 56 TL ek ücret yansıyor.
İnandırıcılık için iknanın altı ilkesinden "sosyal kanıt" ve "fırsatın tükenmekte olduğu" ilkeleri kullanılıyor |
15 Mayıs 2017 Pazartesi
Bilimde Hile ve Dolandırıcılık (Scientific Misconduct & Fraud)
Mayıs 15, 2017akademik hile, bilimde dolandırıcılıklar, bilimde hile, intihal, plagiarism
Hiç yorum yok
Bilim ve hile ya da
dolandırıcılık belki de en son yan yana gelebilecek iki kavram olmalı. Ancak
insanların ünlü olma ve para kazanma hırsı maalesef bilimin dolandırıcılıkla
yan yana anılmasına neden oluyor. Bununla da kalmıyor. Bilim insanlarının uzun
yıllara dayanan emeklerine gölge düşürüyor ve insanların bilime olan inancını
da sarsabiliyor. Bilimsel hile ya da dolandırıcılık nedir? Hangi yollarla
yapılıyor? Bu yazıda buna değineceğiz.
Bilimsel hilenin en çok bilineni,
“akademik hırsızlık” olarak da
anılan, başkalarının çalışmalarını kendi çalışması gibi göstermeye dayanan “intihal (plagiarism)”. Bilim alanında
görülen diğer bir hile ise "verilerin manipülasyonu (oynanması)". Bu yöntem, bazen örneklemin istenilen sonucu sağlayacak şekilde seçilmesi, bazen de elde edilen sonuçların
bilimsel analizi yerine manipülatif olarak analizi ya da kullanılması şeklinde yapılabiliyor. Bilim alanında görülen bir diğer hile ise bilimsel çalışma amacıyla sağlanmış burs ve desteklerin bir
kısmının ya da tamamının amaç dışı kullanılması.
Dünyada çeşitli alanlarda ortaya çıkarılmış bilimde hile ve dolandırıcılıkların bir özetini sizler için derledik.
Dünyada çeşitli alanlarda ortaya çıkarılmış bilimde hile ve dolandırıcılıkların bir özetini sizler için derledik.
Güney
Kore'de genetik skandalı
Güney Koreli Hwang Woo-suk'un araştırma sonuçlarını manipüle ettiği belirlendi |
Hwang Woo-suk 2004 yılında,
tarihte ilk kez bir insan embriyosunu kopyalayıp bundan kök hücre dizisi
ürettiğini iddia ettiğinde, tüm dünyada heyecan yarattı. Ancak, genetik
kopyalama alanında önde gelen bilim insanlarından birisi olarak tanınan Güney Koreli Hwang Woo-suk'un
çalışmaları üzerinde yapılan bir inceleme, yapılan araştırmaların sonuçlarının
doğru olmadığını ortaya koydu.
Doktor Hwang'ın çalışmalarını
inceleyen meslektaşları, geliştirildiği belirtilen 11 kök hücre zincirinden
dokuzuyla ilgili sonuçlarda kasıtlı olarak tahrifat yapıldığını belirlediler. Güney Kore Üniversitesi'ndeki
soruşturmayı yürüten bilim insanları, ortaya çıkan sonucun büyük bir skandal
olduğunu ve bilimin temel prensiplerinin ihlal edildiğini söylediler.
Klonlanmış ilk köpek Snuppy |
Bir görüşe göre de Hwang Woo-suk’un
dünyada ilk kez köpek klonlamayı başarması, kendisinin başarı hanesine
eklenmesi gereken bir durum.
Kaynak:
Tavşan kanının AIDS aşısı
geliştirilmesi için kullanılabileceğini öne süren Iowa State Üniversitesi’nde
(ISU) yardımcı doçent olan Dr. Dong-Pyou Han, aşısının olduğundan daha etkili
görünmesi için insan kanıyla tavşan kanını karıştırdığını itiraf etti.
Sahte yöntemi uzun süre fark edilmeyen Han ve ekibi, araştırmalarının devamı için ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden 19 milyon dolarlık bağış almıştı. Habere göre, sahte araştırmada HIV’e karşı antikor üretebilen insanların kanının kullanıldığı tespit edildi.
Sahte yöntemi uzun süre fark edilmeyen Han ve ekibi, araştırmalarının devamı için ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden 19 milyon dolarlık bağış almıştı. Habere göre, sahte araştırmada HIV’e karşı antikor üretebilen insanların kanının kullanıldığı tespit edildi.
Han’ın aşıyı etkili göstermek
için kan örnekleri üzerinde oynadığı, aynı deneyin diğer üniversitelerde
denenmesiyle ortaya çıktı. Aynı yöntemin beklenen sonucu vermemesinin ardından,
ISU’da yapılan deneylerde kan örneklerinin karıştırıldığı ortaya çıktı.
Kaynak:
http://www.desmoinesregister.com/story/news/crime-and-courts/2015/07/01/dong-pyou-han-sentencing-iowa-state-scientist-aids-vaccine-fraud-case/29560297/
Nobel Tıp Komitesini sarsan skandal
Paolo Macchiarini yapay nefes borusu nakli ile ünlenmişti |
“Londra'da geliştirdikleri yapay bir nefes borusunu, hastadan alınan
kök hücrelerle kapladılar. Bu teknikte, organ bağışı gerekmediği gibi, vücudun
organı reddetmesi riski de bulunmuyor. Doktorlar, bir nefes borusunun bir kaç
gün içinde geliştirilebildiğine dikkat çekiyor. 36 yaşındaki kanser hastasının
sağlığının operasyondan bir ay sonra gayet iyi olduğu açıklandı.” (08 Temmuz 2011, bbc.com)
2011 yılına ait yukarıdaki haber tıp
alanında bir mucizeden bahsediyor. Ancak beş yıl sonra söz konusu nakli yapan Profesörü
Paolo Macchiarini’nin dokuz hastasından yedisinin ölmesi, geri kalan ikisinin
ise nakledilen parçanın alınmasıyla hayata dönebilmesi tüm dikkatleri ve
şüpheleri Profesörü Macchiarini’nin üzerine çekti.
Her şey İtalyan Rejeneratif Tıp
(onarıcı) Profesörü Paolo Macchiarini’nin yapay nefes borusu geliştirmek üzere
2010 yılında İsveç’te Karolinska Institute’de misafir araştırmacı olarak
görevlendirmesi ile başladı. 2011 yılında ilk yapay nefes borusu naklini
Stockholm’ün Huddinge Hastanesinde gerçekleştiren Macchiarini’nin daha sonra
dünyanın değişik ülkelerinde nakil yaptığı hastaların birçoğunun yaşamlarını
yitirmesine karşın enstitüdeki görevine ve başarısız yapay nefes borusu
ameliyatlarına devam etti.
Karolinska Hastanesinde görevli
dört doktorun Macchiarini’yi araştırmalarında sahtekarlıkla suçlayarak enstitü
yönetimine başvurmasına karşın Nobel Tıp Komitesi başkanı Urban Lendahl’ın da
aralarında bulunduğu yönetim, bilinçli olarak Macchiarini’yi destekleyip
korumaya devam etmekle suçlanıyor.
Macchiarini’nin yapay nefes
borusu nakil ettiği hastalar arasında ameliyattan sonra yıllarca Karolinska
Hastanesi yoğun bakımında kaldıktan sonra ölen Yeşim Çetirin de bulunuyor. Gazetehaberlerinden Profesör Macchiarini’nin ünlü olduğu dönemde Türkiye’ye de
geldiği ve Bursa’da bir ameliyata katıldığı anlaşılıyor.
Kaynak:
51 TL’ye Iphone mümkün mü? Kuruş Artırım Siteleri Nasıl Çalışıyor?
Mayıs 15, 2017açık artırım dolandırıcılığı, internet dolandırıcılığı, kuruş artırım, penny auctions, ucuz iphone
Hiç yorum yok
“51 TL’ye Iphone!!!” sloganıyla yapılan reklamın sizleri yönelteceği yer İngilizce’de “penny auctions” diye tabir edilen “Kuruş artırımla satış” yapan bir site. ). Sistemin ayırt edici iki özelliği bulunuyor: Birincisi her bir teklif için belirli bir kredi ya da kontör satın alınması, bir başka deyişle teklif verme hakkının ücretli olması ki bu nedenle bu tür sistemlere İngilizce’de “bidding fee auctions” (teklifi ücretli açık artırım) da denilmektedir; İkincisi ise her artırım teklifinin (bid/offer) malın fiyatını sadece bir “penny[1]” arttırabilmesi.
Bu tür sitelerde genel olarak, açık artırım 0,0 TL’den başlamakta ve yukarıda değinildiği gibi her bir teklif malın fiyatını sadece bir kuruş arttırabilmektedir. Yapılan her teklif aynı zamanda açık artırımda kalan süreyi de belirli dakika/saniye kadar uzatmaktadır.
Bir örnekle açıklayacak olursak, diyelim ki piyasa değeri 1500 TL olan popüler bir telefon söz konusu sistemle satışa sunuldu. Reklam yapan sitede söz konusu telefonun 72,53 TL’ye satıldığı duyurulmakta. Dolayısıyla bu ürün için 7253 defa teklifte bulunulduğu anlaşılıyor (kuruşla artırım yapılmış). Sitede benzer fiyattaki ürünler için “teklif için gerekli kontör” adedi 10 olarak belirlenmiş. Buradan yola çıkarak yapılan 7253 adet artırım için 72530 adet kontür kullanıldığı sonucuna ulaşabiliriz. Kullanılan kontür sayısı, kontür birim fiyatı ile çarpıldığında bu ürünün satılmasında harcanan kontörlerin toplam değerinin 29.012 TL olduğu görülüyor. Kısaca özetlenecek olursa, piyasa değeri 1500 TL olan bir ürünün site sahibi tarafından toplam 29.012 TL gelir ile (piyasa değerinin 19 katı) satıldığı anlaşılıyor.
Sistemin işleyiş mantığına göre, 72,53 TL’nin son 53’üncü kuruşu için teklifi veren kişi, belki de ilk ve son teklifi ile çok şanslı bir şekilde söz konusu ürünü 76,53 TL’ye sahip olmuş olabilir (72,53 TL + 10 kontür (4 TL)). Öte yandan sistemin gizliliği nedeniyle o “çok şanslı son kişi”nin gerçek bir alıcı olmayabileceği, sistemin içinde üretilmiş bir yazılım (bot, internet robotu) ya da gerçek olmayan sahte bir kullanıcı olabileceği de öne sürülebilir (ECC-Net, 2012:13).
Griffiths ve Carran’a göre bu tür sitelerin “ebay.com” gibi klasik anlamdaki açık artırmaya dayalı satış yapan sitelerden iki temel farkı bulunmaktadır: Birincisi, klasik açık artırma sitelerinde taliplerin ürün için ödemeye razı oldukları fiyatı teklif ederlerken, bir başka deyişle artırımı kaybeden hiçbir şey ödemezken, “kuruş artırım sitelerinde” teklif verme hakkının ücretli olması nedeniyle kazanın yanında kaybedenlerin de teklif sayılarına göre harcama yapması; İkincisi ise, klasik açık artırma sitelerinde açık artırım belirli bir süre sonunda sona ererken, “kuruş artırım sitelerinde” ise her teklifin ardından sürenin belirli bir zaman dilimi kadar artması (Griffiths ve Carran, 2015:2-3). “Kuruş artırım” sitelerinin açık artırımdan daha çok “kumar” niteliği taşıdığını ileri süren Griffiths ve Carran’a göre;
- “Kuruş artırım” sisteminde kazanma sansa bağlıdır (chance-determined),
- “Kuruş artırım” siteleri kazananların reklamlarını yapmak suretiyle kazanmanın çok mümkün ve sıradan olduğu fikrini yayarak insanların siteye giriş kararı almalarını etkilemektedirler (availability bias),
- Söz konusu sitelerde, artırım sonunda hiçbir şey kazanmadan çok sayıda teklif yapılmakta yani para harcanmaktadır,
- Bu siteler internette yer alan kumar sitelerine benzer şekilde “kazanmak için ipuçları” sunmaktadırlar,
- Aynı şekilde bu sitelerde, kumar sitelerinde yer alan “sorumluluk” prensibinin hemen hemen aynısına yer verilerek üyelere, zarar görmemeleri için tavsiyelerde bulunulmaktadır (Griffith ve Carran, 2015: 191-192).
Almanya’da “bir “kuruş artırım” sitesinin faaliyetinin “kumar” niteliği taşıdığını belirten “Yerel Makamın” bu kararını, söz konusu makamın kararının içtihata dayalı bir kurala dayanmadığı, bir başka deyişle kanunilik ilkesini taşımadığı (kanunda yeterli dayanak bulunmadığı) gerekçesiyle iptal eden İdari Mahkeme aldığı kararda:
- Artırım sonucunun yeteneğe değil, tamamen şansa bağlı olduğu,
- İşletmenin faaliyetinde ahlaki ve ekonomik amaç bulunmadığı,
- Kazananın elde ettiği faydanın / kârın diğer katılımcıların kaybından kaynaklandığı,
- Sistemin, katılımcıları teklif verme yönünde kışkırtıcı bir özelliğe sahip olduğu,
- Sahte kullanıcı veya “bot”ların kullanılma riskinin bulunduğu tespitlerini yapmıştır (Arendts, 2013:11-12).
Amerika Birleşik Devletleri Federal Ticaret Kurulu’na (Federal Trade Commission, FTC) göre oldukça ucuza ve eğlenceli alışveriş yapılıyor gibi görülse de bu sistem birçok açıdan, klasik anlamdaki açık artırımdan çok bir piyango niteliğindedir. FTC, söz konusu sitelerdeki sorunları şu şekilde sıralamaktadır:
- Kazanılan ürün gönderilmemekte, geç gönderilmekte ya da tanıtılandan farklı ürün gönderilmektedir,
- “Bonus kredi” gibi kavramlar üyeleri yanlış yönlendirmektedir, üyeler her durumda teklif verebilmek için kontör satın almak zorundadır,
- “Üyelik ücreti” ve/veya “Kargo ücreti” gibi gizli ek masraflar çıkarılmaktadır,
- Bu sitelerde yer alan ödeme yöntemleri güvenli olmayabilmektedir (FTC, 2011).
İnternet tabanlı “Kuruş artırım” sisteminin Washington Tüketiciyi Koruma Kanunu’na göre “piyango (lottery)” olup olmadığını sorgulayan Konkel (2013:1972) söz konusu sistemin geleneksel açık artırımdan temel farkının, gelirin artırım yapmak için harcanan kontörlerden (bidding fee) sağlanması olduğunu ifade etmektedir. Bu temel farktan hareket eden Konkel’e göre, kazananın elde ettiği indirimin ve işletmecinin gelirinin kaynağının artırım için harcanan kontörler olması nedeniyle, sistem “piyango (lottery)” niteliği taşımaktadır (Konkel, 2013:1972).
Sonuç ve Değerlendirme:
Hem internetin artık neredeyse en ücra köşelere kadar ulaşması, hem de ticaretin tüm güç ve enerjisiyle yeni arayışlara yönelmesiyle farklı alış veriş yöntemlerinin yanı sıra bahis, şans oyunu ve kumar gibi faaliyetler de internette yer bulmaya başlamıştır. “Kuruş artırım” siteleri de bu arayışın bir sonucu olarak görülebilir. Sistemin işleyişi ele alındığında, kendisini “oyunlaştırılmış e-ticaret platformu” olarak tanıtan bu sitelerin alış veriş ile şans oyununu birleştiren bir yapıya sahip olduğu görülmektedir.
Sistemde kazanana para ya da değerli maden şeklinde bir ödül vaat edilmese de, yine de maddi anlamda önemli bir kazanç fırsatı sunulmaktadır. Bir başka deyişle, herhangi bir şans oyununda kullanılan “ödül” kelimesi yerine, “kuruş artırım” sisteminde malın “%89’a varan oranda indirimle” satın alınması ifadesi kullanılmaktadır. Her iki ifadenin de aynı anlama geldiği açıktır.
Sonuçta “kuruş artırım” sisteminde kontür satın alınması ve ardından her bir teklif için kontör harcanması ile yapılan iş, malı “ucuz fiyata satın alabilme şansı”dır. Bu nedenle “kuruş artırım” sisteminin “Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe bağlı olduğu oyunlardır (TCK Md. 228/4)” şeklindeki ifadeye uymaktadır ve bu nedenle “talihe bağlı oyun/şans oyunu” olarak nitelendirilebilir.
Bunun yanında, bu sistemi uygulayan internet sitelerinden, sistemin işleyişinde ve tanıtımında kullanılan yöntemlerde kişilerin bilinçli bir şekilde yanıltılması yoluyla gelir elde edilmesini amaçlayanların bu faaliyetleri de “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak (TCK md.157)” olarak ifade edilen “dolandırıcılık” tanımına uymaktadır.
Bu nitelikleri nedeniyle söz konusu sitelerin yukarıda sayılan Türk Ceza Kanunu maddelerinin yanı sıra: 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “örtülü reklam”ı yasaklayan (Md. 61/4) ve cezai yaptırımı ön gören (77/2) maddelerine gore; “sanal ortam”da (Bilgisayar, internet, interaktif televizyon, cep telefonu ve benzeri bilişim ortamları) talih oyunu düzenlenmesi ve bu oyunun ve/veya işletmenin reklamının yapılmasının yasaklanmasını öngören “Sanal Ortamda Oynatılan Talih Oyunları Hakkında Yönetmelik”e göre de takibinin yapılması gerekir.
Tatil planı yaparken dolandırıcıların kurbanı olmayın
Bütün yılın yorgunluğunu atmak isterken, hem paranızdan, hem de o güzelim tatilinizden olabilirsiniz. Dolandırıcılar bazen gerçekte hiç var olmayan bir oteli pazarlarken, bazen de otelden habersiz bir şekilde otel adına rezervasyon yapabiliyorlar. En çok karşılaşılan durumda ise otelin tanıtım görselleri ve vaatlerinin gerçek dışı olması.
Tatil dolandırıcılıklarını dört başlıkta toplayabiliriz:
1. Devre mülk dolandırıcılığı
Devre mülk satış sırasında kullanılan dolandırıcılık yöntemi “Baskı (Boiler Room)” olarak adlandırılmaktadır. “Boiler room” (kazan dairesi) ismi satış sırasında kullanılan yoğun baskıya bir atıf niteliğindedir. Kavramın kökeni ABD’de telefonla yoğun baskı ve ikna yolları ile hisse satışına dayanmaktadır. Yöntem, Türkiye’de özellikle devre-mülk satışında kullanılmaktadır. Genellikle telefon ile ulaşılan kişilere ücretsiz hafta sonu tanıtım maksatlı gezi düzenlendiği belirtilerek bir araya toplanan hedef kitleye psikolojik baskı ve yoğun satış teknikleri ile satış yapılması ve/veya yüksek miktarda ekstra ücret ödetilmesi suretiyle yapılmaktadır. Örnek olay için tıklayınız
2. Gerçekte hiç olmayan bir otelde rezervasyon
Olmayan Yerin Satılması / Kiralanması: Genellikle cep telefonuna gönderilen mesajlar, internette verilen ilanlar, tanıtımlar ve sözde uygun fırsat kampanyaları ile gerçekte var olmayan genellikle otel, pansiyon, günlük kiraya verilen villa vb. yerin önceden ödeme yolu ile satılması veya kiraya verilmesi şeklinde yapılmaktadır.
3. Gerçekte var olan bir otelin sahte seyahat acentası tarafından pazarlanması
Bu yöntemde cazip tatil mekanları sahte seyahat acentaları tarafından pazarlanmaktadır. Acentanın sahte olduğundna habersiz olan tüketici durumu otele/tatil köyüne geldiğinde öğrenmektedir. Tabiki, sözde “seyahat acentası”na ulaşması artık mümkün değildir. Örnek olay için tıklayınız
4. Otel vb. tatil mekanının olduğundan farklı tanıtılması
Bu belkide en çok karşılaşılan durumlardan birisi. Tatil mekanlarının tanıtımında kullanılan görsellerin tüketicileri yanıltıcı bir şekilde tasarlanması bu yöntemin temelini oluşturmaktadır. Bazı durumlarda görsellerin yanıltıcı olması kadar tatil sırasında sunulacağı vaat edilen hizmetler de yerine getirilmemektedir.
Devre mülk satışında dolandırıcılık
Mayıs 15, 2017baskı ile satış, bedava tatil, boiling room, devre mülk dolandırıcılığı, hafta sonu bedava tatil dolandırıcılığı
Hiç yorum yok
Devre mülk satış sırasında kullanılan dolandırıcılık yöntemi “Baskı (Boiler Room)” olarak adlandırılmaktadır. “Boiler room” (kazan dairesi) ismi satış sırasında kullanılan yoğun baskıya bir atıf niteliğindedir. Kavramın kökeni ABD’de telefonla yoğun baskı ve ikna yolları ile hisse satışına dayanmaktadır. Yöntem, Türkiye’de özellikle devre-mülk satışında kullanılmaktadır. Genellikle telefon ile ulaşılan kişilere ücretsiz hafta sonu tanıtım maksatlı gezi düzenlendiği belirtilerek bir araya toplanan hedef kitleye psikolojik baskı ve yoğun satış teknikleri ile satış yapılması ve/veya yüksek miktarda ekstra ücret ödetilmesi suretiyle yapılmaktadır.
Devre tatil (mülk), uzun süreli tatil hizmeti, değişim ve yeniden satışlarda uygulanacak usul ve esaslar 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 50’nci ve 84’üncü maddelerine dayanılarak çıkarılan yönetmelikte düzenlenmiştir. Dolandırıcılığa konu olan satış işlemi, genellikle kullanım hakkı bedelinin önceden yapıldığı “Ön Ödemeli Devre Tatil[1] Sözleşmesi”nin suistimali şeklinde ortaya çıkmaktadır. Satışın sağlanması için hazırlanan kurgu şu şekilde işlemektedir:
- Yapılan tanıtım gezilerine aile olarak katılım teşvik edilmekte,
- Yüksek ses ve yetersiz havalandırmalı salonda uzun süreli tanıtım yapılmakta,
- Tüketici, tanıtımın başından sonuna kadar hiçbir şekilde yalnız bırakılmamakta, sürekli olarak bir satış elemanı tarafından neredeyse gözaltında tutulmakta,
- Alım yapanlar “… bey eşi … hanıma evlilik yıldönümü hediyesi olarak bir adet devre mülk hediye etti” ya da “… bey ve eşi … hanım biricik kızları ….’ya doğum günü hediyesi olarak bir adet devre mülk hediye etti” vb. anonslarla duyurulmakta, bu sayede diğer aileler üzerinde alım baskısı kurulmaya çalışılmakta,
- Satış için sırayla satış elemanı, onun başarısız olması durumunda satış yetkilisi onun da başarısız olması durumunda otorite figürü olarak satış müdürü sıfatını taşıyan kişi devreye girerek ekstra indirim, hediye tatil ya da yatırımın ne kadar karlı olduğu, kaybedilecek bir şey olmadığı anlatılarak gün bitmeden satış yapılmaya çalışılmakta,
- Gün sonunda yorgun düşen ailenin belli bir noktadan sonra “hayır” deme direnci azalmaktadır.
Tüketici Sorunları Derneği’nin (TUSODER) aktardığına göre bazı durumlarda satış esnasında imzalatılan senet üçüncü bir kişiye ciro ettirilip, tüketici üçüncü kişiyle muhatap edilmektedir.[2] Aslında gerek Tüketiciyi Koruma Kanunu, gerekse “Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği” tüketiciyi korumak anlamında çok ciddi tedbirler öngörmektedir. Ancak, bazen tüketicilerin bundan habersiz olmasından, bazen de hukuki yollara başvurmanın zor olduğuna yönelik genel kanıdan dolayı tüketiciler haklarını aramamakta ya da arayamamaktadır.
[1] Tüketicinin ayni hakka konu bir taşınmazın satış bedelini veya şahsi hakka konu taşınmazın kullanım hakkı bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcı veya sağlayıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı ya da kullanım hakkını tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmeleri
[2] “Devremülk Firmalarının Senet Oyunu” http://www.tusoder.org.tr/, 01 Kasım 2016, erişim tarihi 22.11.2016